28 Ocak 2011 Cuma

Sergen Vurdu Oktay Çaktı

Üzülme diye daha Portekizceye çevirirler bu muhteşem şarkıyı ve de "Sağ anahtarı" da kullanırlar nota yazmadan.
...................................................................................................................................................................

Not:Şarkı ayakkabı kutularındaki bir kasetten çıkmıştır...Sonunu eklemedim şarkının...1 dakika sonra ses düzeliyor.

27 Ocak 2011 Perşembe

Luganolar Yarışıyor...

 3 tane aktör Lugano'ya rastladım dizilerden, filmlerden. Yakın süreçte yüz tanıma fonksiyonunu arama motorlarına ekleyeceklerinden bu türden boş zaman köpüklerine rastlamayız.
1 numaralı adayımız Star Wars'dan Anakin Skywalker rolüyle Hayden Christensen

2 numaralı adayımız Eragon'dan  Eragon rolüyle Ed Speleers


3 numaralı adayımız The Mentalist'den Patrick Jane rolüyle Simon Baker

Bjk.com.tr’ye göre Pascal Nouma unutulabilir…


Unutulmaz yabancı oyuncularımızın arasında yer almıyor Pascal Nouma. Kulüplerin resmi sitelerindeki bazı seçimleri anlamak gerçekten güç. Her ne kadar belirli bir seviyenin altına düşmemek için çaba sarf etseler de taraftarın sesinden uzaklaştıkça soru cümleleri aklımızın köşesinden geçiyor. Bir oyuncunun unutulmaz olmasının kafa kafaya giden üç unsuru vardır. Üçgen piramidimizin yan yüzlerinden teki elbette oyuncunun sahadaki verimi, azmidir; ikinci yüzde ise bu gerçeğin tetiklediği tribün sevgisidir; üçüncü durum ise saha içindeki ve dışındaki aurasıdır. Bu üç unsurun birleşmesiyle oluşan “unutulmamak tepesi” ise kulüpten kulübe değişse de sahada canını cüzdanının önüne koyanlar zirvededir. İnönü Stadyumu’nda da bu seçim sebebi pik yapmaktadır.
Sadece verim alınan oyuncunun bu listeye girmesi mümkün olur mu? Cevap çok net zira bu olay sağlandığı takdirde Christopher Ohen (soyadının sonunda -en takısı var mı bilmiyorum ama varsa da gözümün önüne ın ın diye araba sesi çıkartan veletleri gördüğümden -en eklemem) aldığı dakikalara göre en fazla gol üreten oyuncumuz olurdu. Bu da taraftarın gönlünde yer almaya yeterdi ama beklentiler çakışmayınca yollar ayrıldı. Verim faktörü belki Vikingur takımında bile prim yapmaz. Bize karşı oynattıkları Yugoslavya kökenli oyuncunun oynadığı futboldan öte yarı zamanlı olarak fırında çalışırken ürettiği pasta, börek vb. şeylerle belki de Ohannesburger klasmanında zirveye çıkamayacağını kim bilebilir. O zaman tek yol verim saf dışı kalır…
Verimin yan komşularından azmi de işin içine katalım. Yankov kadar verimli ve azimli olan bir Beşiktaşlı yabancı daha dudaklarınızdan dökülebilir mi? Hiç sanmıyorum. Sergen-Mehmet’in gelin-görümce benzeşimiyle dip dibe, üst üste oynar mı sorularına hep Zlatko Yankov cevap vermemiş miydi? Beşiktaş’ın en önemli Avrupa maceralarından birinde tek başına (buraya başka bir kavram uydurmuştum ama yine saklayayım) orta sahayı yamayan adamdan bahsediyoruz. O da unutulmaz statüsüne ulaşamadı çokları için…
Pekala, bunların yanına tribün sevgisini de ekleyelim. Aklıma direkt olarak meleklerin göçü esnasında oynanmış bir maç olan 17 Nisan efsanesi ve aktörü “Bostancılıslı Cebrail” geliyor.
Verim, azim ve tribün sevgisi… Bunların hangisi Daniel Gabriel Pancu’da yok ama şu kalecilik hadisesi olmasa dakikasında unuturduk. Bir de Bursaspor forması giydi ya unutulmaya ilk adımı çoktan atıverdi. Ve de aurası yoktu...
Aura tek başına yeterli midir? Beşiktaş özelinde bu soruya yanıt vermek oldukça güç bunun sebebi ise hep düşük profilli oyuncuları tercih etmemizdi(ya da tercih edilmek). Buraya kerhen Ailton’u koyabiliriz. Olaylar yakın geçmişte yaşandığından cümle tasarrufu yapabilirim…
İşbu halde Nouma’nın verimi, azmi, tribünün kendisine duyduğu sevgi ve aurası unutulmaz olmaya yetmiyor mu?
Nouma’nın çok büyük bir oyuncu olduğuna inanmazdım, Galatasaray’ın kupa seferi sırasında olası rakiplerinden Lens’i izlerken ama Beşiktaş’a geldikten sonra geçmişi eşeleyince Weah’la birlikte oynadığında ışıltısının birkaç kat güçlü olduğunu fark etmemek için futbolun kapağını açmamak gerekiyordu. Beşiktaş’a geldi ve tüm bu bakış açımın değişmesine rağmen yine de bir türlü ısınamadım. Sahada kavga çıkartan futbolcuları, arkadaşını kollamak uğruna da olsa(Mills hadisesini dışarıda bırakalım), buzluğa kilitlemek gerekir.
Lakin hangi ülkede nefes aldığımız bellidir, elektrikler bir gün muhakkak kesilir ve ıpıslak bir şekilde çözülür her şey. Bu da Taffarel ile yaşanan “ortak topa” hamle konusundaki tercihine rastlamaktadır. Olayda Taffarel’e de saygım artsa da Nouma tarifi imkansız bir şekilde canını hiçe sayan bir adam olarak karşıma çıkmıştır. Eğer Nouma topa vurmasa belki de küllerini savuracaktık Akdeniz’e…
Tribünde onun sesi duyulduğunda muhakkak sahada mücadelesizlik, işi aşın gerisine koyma ve buna benzer bilumum şeyleri koklamaktadır taraftar…Ya da en aynalısından disko topunu doksana çakmak niyetindedirler hep birlikte…
Aura ise tavan yapmıştır… Sıfat-fiile özne bile olmuştur…
(Niye bir Fransız kökenli sütçü firmanın reklamlarında oynadığını anlayamıyorum)
Ve her şart sağlanmışken bu ambargo nedendir. Unuttuk, güncelleyeceğiz, sitenin şurasında var bahaneleri çoktan devre dışıdır. O adam oranın tepesine gelecek tıpkı Guti gibi, tıpkı Q7 gibi…Yoksa hala aynı resimde misiniz?

Tek yol Mahmut Tekdemir!


Lanet katarı vagon ekleyip duruyor kendine her istasyonda. Dün de berbat bir haber geldi. Yas tutuyoruz ama ikameye de mecburuz. Ersan'dan sonra alınabilecek tek adam resimdeki. Kısa sürede yaranın  kabuk tutmasını sağlar. İBB'de orta sahada daha çok görmeye başladığımızdan beri topla da dostluğu koyulaştı. Son 3 sezonda 60'dan fazla maçı var. Holosko'nun diyeti olsun...

12 Ocak 2011 Çarşamba

Bu Takım Anahtar Deliğinden Bile İzlenir



TRT’nin bağlandığı şehrin delikanlısı en azından 16+ futbol karşısında RTÜK’e şikayette bulunabilir. Olsun… Bu muhteşem bir yıl geçirebileceğimize limon sıkabilir mi?
Tamam, bir çiçekle bahar gelmez. Sadece yüksek sadakat içinde her adımına Pocahontas olduğumu takımımı ilk defa göbeğimi kaşıyarak izleyebildim. Yenilerin basküle çıkması için cadıların o dadlı evinde pankreaslarını bırakması gerekecektir lakin Almedia bir feet yukarıda diğerlerinden. Sadece Nobre’nin rejenarasyon sürecini başlatmasıyla bile ilk övgüyü hak eder. Ve nihayetinde ikili sistemden mütevellit arka direkler için bir canavar üretebildik. Sol ayağından çıkan topların birkaç kilometre bölü saatini kafasına aktarırsa al sana müstakbel gol kralı…
Gol kralı çıkarmanın bir Beşiktaşlı için ne kadar büyük özlem olduğunu çok ama çok az insan anlayabilir. İşte burada Mr.Nobre Brezilya yağmur ormanlarından getirttiği kauçuktan yapılan ayakkabının farkını görmeyeniniz yoktur. Alex’in e-muhtırasından seneye sebeplenmiş desem Guti’ye ayıp olmaz mı? İlk yarıda çöl şeytanı gibi belirip kaybolan İspanyol kendine Real Madrid paragrafını açmak için tap tuşunu bekliyormuş. Schuster, Real Madrid’de Senagalli’ye Aurelio görevini yüklemişken dibinde Haz. Guti yer alıyordu. Ernst’in ilk kez yokluğunda oluşan hacimsel boşluğunu fena da doldurmadı. İlerideki yetenekli adam seviyesi artınca da yan pas yapmak zorunda kalmadı ve 2 asist 1 gol…
Şimdi arkadaşım, dostum hiç taktiğe girmek istemiyorum bu takım asosyal 4-2-4 oynuyor. Yani ben evden çıkmam, kayıt tuşuna basarım 200 cm Beşiktaş izlerim…
Evet, Hilbert hakkında görüşlerim sabitlenmiş durumdadır. Bana Hilbert sağ bek dedirtemezsiniz. En azından Schuster sisteminde. Misal Ali Tandoğan’ın kafa travmasından sonra Ertuğrul Sağlam’a kim gelsin deseniz size Hilbert’i söyleyecektir ve orada sağbekte de kalsa piyasasını arttırır. Sakın ola Hilbert hakkında kötü düşüncelerim olduğu sanılmasın. Q7’nin yerine hiç çekinmeden oynatırım. Beşiktaş’a bir Gökhan Gönül lazım. Bir de genç bir Üzülmez. Allah aşkına İsmail Köybaşı’nın Beşiktaş’a geldiğinden beri savunmada(hadi hücumda da) 2.5 gol altı olumsuz hareketini belirtin. Gelecek görsem kene gibi yapışırım kendisine de duman tütmüyor ki. Beşiktaş’ın solunda Ersan’ı göreceksek belli zorlamaların boşa çıkmasının ardından neye yarar…
Sivok ise sona saklandı. Beyninin herhangi köşesinden psikopatlık aksa da lazımsın ulan…

4 Ocak 2011 Salı

Güftesiyle ve Bestesiyle Lefter Türküsü


Kırkına dayanmışsın
Ak saça boyanmışsın
Uyudu sanılırken
Aniden uyanmışsın

Dediler gitti köye
Takımda olur üye
Tam ihtiyaç anında
Yine çıktın kürsüye

Profesör Lefter
Takımda sör Lefter
Lüzum etmez sana
Doktor, masör Lefter

Sakatlar, cezalılar
Düşünürken Bağcılar
Lefter geldi denince
Dindi bütün sancılar
Aman Lefter, Lefter
Gövde göster, göster

Uçaklardan atladın
Sahalarda patladın
Yine müdafaaları
Çalımla kağıtladın
Aman Lefter, Lefter
Çalım göster, göster

Yunanistan Afrika
Atina ve Marika
Hepsi de bir kenara
İstanbul çok harika
Lefter gitme, gitme
Bu sevgiyi itme

Ne verir tam tam spor
İyi mi yam yam spor
Ayrılma bu formadan
Hasreti sana çok kor
Aman Lefter, Lefter
Sevgi göster, göster

Biz teneke sen bakır
Tanıma gönül hatır
Derim Lefter Bülbüldür
Seksen de bile şakır
Gelmişsin bu yaşa
Sarı Lacivertli
Lefter'im Bin Yaşa

Söz : İsmail Kurt
Şarkı:Kundurama Kum Doldur

3 Ocak 2011 Pazartesi

2 Ocak 2011 Pazar

Simao Bereketi


Zaman aynalı odada sürekli yansıyıp durmaktadır...

Son 20 sezonda en az 1 hafta liderlik koltuğunda oturanlar

Listeye alfabetik sıralamaya takılanlar dahil edilmemiştir. Misal verelim:
Karabükspor'un geride bıraktığımız sezonlardan birinde ilk haftayı 4-1 geçtiğini ve Fenerbahçe'nin de aynı skoru aldığını düşünelim. Lider Fenerbahçe sayılır.

Sergio Batista = Paul Gallagher


Arjantin Milli Futbol takımı teknik direktörü Sergio Batista'nın İngiliz televizyonundaki yansıması Paul Gallagher. 1 hafta sonra Amerika'da başlayacak Shameless serisinin uyarlama olduğunu iki gün önce öğrendim(cehalet). Orijinali fena halde 18++. Manchester'da geçen ultra-reel dizinin yüzde kırkı maalesef o dili çözememekten berhava oluyor. 2. bölümde bitirecek iken park sahnesi ile artık LevTv! yayından kaldırmaz...
Related Posts with Thumbnails