30 Eylül 2009 Çarşamba

Hangi Beşiktaşlı'nın Mutluluk Çubuğu Düştü?





Şok Şok Şok Hangi Beşiktaşlı'nın mutluluk çubuğu düştü...

Maç yazısı yazarken fark ettim...

Yüksek Çözünürlük İçin:)
http://rapidshare.com/files/287050831/mut___ub.mp4


Moskova soğuk memleket büzüşür bir yerler "protective cup" düşebilir....

Altıpas Dipte



Futbola hikayeler verelim. Bekledik ki BBC'den biri gözlerinin önündekini fark etsin. Fark etmediler. Bu ilintili ilintiyi fark etmek de kaleme almak da bize düştü...


ALTIPAS DİPTE


Kara Seyyah dibime çöker,

İçeride kalamayan gider

İçeride kalan gider,

Tesadüfler ilintiyle katmerli

Mürekkeple atılırken ilinti,

9,99 kalmışsa bakiyede

Acı

Çekmek için biraz daha

Acı

“Dile bais-i meserret olur”,

İklim katlanır

Kaşkoller artık

Tribünde pervaneler,

Altıpas dipten kaçırılamazlar

-

Birbirimize uyuyorduk

Birbirimizi uyuyorduk

Kızıl çapağım hiç olmamıştı

DEAF AND DUMBarton


Savunamayan (I) Gordon Lennon

’83 Şubat 15,

Doğurgan sağır

Sağ bek yuvarlar

Hayata,

Larne’deyse yağmur

Çoktan zımbalanmıştı

Yaprağa,

- Şanslıysanız elektrikler kesiktir -

Guido da hayatı da

Bronz

3. Gelen Dünyalarca,

Tanrısı’ndan bir gün fazla mesaiye kalırken

Son sözü

“Hayal alemindeyim”

Arabadan inmese

Ölmeyecekti.

A.T.

Savunamayan (II) Abel Tador

Katranla ilmeklen futbol,

Zaten Barçalılar yalnız

Ve yalnızca ölüyken,

Kaptan Abel sökülür

Hayattan

Gayri oyun

Yamalıdır,

Gelecek onu vaat etmez,

Heading shots-on 1

Red blood 1

Misses next matches

Arabasından inse

Öldürülmeyecekti


İLİNTİLİ İLİNTİLER

Historical first titles’

He’s captain! He’s captain!

Rise up and hear the

Yells,

Memories shall last

After rinsing the last

Cells’

Yukarıdaki satırların hikayesine değinelim. Yaklaşık 3-4 ay önce BBC haberlerinde Dumbarton FC’den Gordon Lennon’un şampiyonluğun hemen ertesinde arabasıyla kaza geçirdiğini okumuştum. 1 hafta geçmişti ki Uche Okechukwu’nun takımı Bayelsa United’dan Abel Tador’un şampiyonluğun ardından Niger Delta’da arabasında kurşunlanıp öldürüldüğüne dair habere denk gelince aklıma hemen Gordon Lennon olayı geldi. “Bu kadar da talihsizlik olmaz” dedim. Olayların ayrıntılarına dalınca garip tezatlıklar ve benzerliklerle bir şeyler yazmaya hazırlandım ama elim bir türlü gitmedi. Son 30 günde hem aileden hem de tanıdığınız 3 kişiyi toprağa verince bazı hissiyatları tattım. Kalemi elimize aldık ve yukarıdakileri yazdık…

Detayları, benzerlikleri ve tezatlıkları sıralayalım:

1- İki oyuncu da takımlarının kaptanı…

2- İki oyuncunun takımları tarihlerinde ilk kez şampiyon oluyorlar...

3- Gordon Lennon’un ailesi sağır

4- İki kulübün de renkleri aynı sayılır

5- Abel Tador Niger Delta’da arabasıyla yol alırken haydutlar tarafından durdurulur. Arabasından inmeyip geri gitmeye çalışırken kafasına isabet eden kurşunla aramızdan ayrılır.

6- Gordon Lennon orman yolunda cipiyle ilerlerken yoldan çıkar ve bir elektrik direğine çarpar. Arabasının içindeyken herhangi bir elektriklenmeye maruz kalmaz ama arabasından indiği anda yüksek gerilimle birlikte aramızdan ayrılır.

Jet Palazı



Sene 1999 ...(daktilo sesi)

Sergen Yalçın Jet-Pa'nın malıdır!..
Sezon başında Fenerbahçe'de oynamaktadır...
Rüştü'nün eldivenine makine yağı bulaşmıştır ve Fenerbehçe, MTK'ya UEFA Kupası'nın daha ilk turunda elenir...
Rıdvan Dilmen istifa etmiştir...


Sene 2000...(dijital kıyamet fasa fiso olduğundan bilgisayara geçilmiştir)
Sergen Yalçın devre arası Galatasaray'a gelir.
Galatasaray onun adını UEFA'ya bildiremez. (Bilin bakalım neden!)
Kupa kazanılır ve Sergen Yalçın hiçbir maçta sahada olamamıştır...

Sorumuz şu:

*Uefa Kupası madalyanıza saat 200200 TL -sanal olarak- verilmesi mi daha acıdır?
Yoksa kupanın ilk turunda elenip kupayı kazanacak takımda kupanın kazanılması için hiç emek sarf etmemek mi?

Keşke elektron olmayıp formadaki proton gibi Beşiktaş'ta kalsaydın Sergen, belki (Hikmet, Yasin, Sinan ve Tunç'un ) Şampiyonlar Ligi madalyasına trilyonlar verilirdi.

Malum filmler mutlu sonla biter. Rıdvan Dilmen ve Sergen Yalçın'ın yolu NTVSpor'da kesişir...

*Alper Tezcan'ın UEFA madalyasını satma girişimine gönderme yapıyorum. Yazı 7 aylıktır. MTK maçının videosunu ekleyerek güncellemiş olduk...

26 Eylül 2009 Cumartesi

Transfermarkt.de 1950!


İnsan ilk günden umutsuzluğa düşer mi? 59 yılda bir arpa boyu yol alamamışız



Hâlen İngiltere liginde üçüncü durumda bulunan Sunderland takımının 10 güne kadar memleketimize gelerek 13-16-20 ve 21 Mayıs tarihlerinde 4 maç yapması katileşmiştir. Geçen sene şehrimize gelerek çıkardığı güzel oyunlarla bizleri hayran bırakan Charlton Athletic'ten daha iyi ve anlaşmış elemanlara mâlik bulunan Sunderland' in İngiliz futbolündeki tarihine kısaca bakacak olursak, en son 1936 senesinde olmak üzere 8 defa İngiltere lig şampiyonu olduğunu görürüz. Kupa maçlarında ise talihi pek iyi gitmeyen Sunderland iadece 1937 senesinde Portsmouth takımını final maçında 3-1 yenerek İngiltere kupasını kazanmıştır. 1948 de İn….

Sunderland takımı aynı zamanda ligin en çok gol atan takımıdır ve forvet oyuncularının değeri bizim paramızla 900,000 Türk Lirasıdır…

Milliyet'e de teşekkürler...

16 Eylül 2009 Çarşamba

Mükerrer Gol



700 gün geçer, sadece bir İngiliz'in yerini başkası alır.

6 Eylül 2009 Pazar

Arda Turan’dır?


Bir önceki gönderide Galatasaray’ın 7 ay önceki bildirisini eklemiştim ve lig (tivi) fikstürünün bize lütfu olarak gönderilen erken derbi sonrasında iki kulüp başkanından bu tarz açıklama beklemekteydim ve üzerinden 24 saat geçmeden Galatasaray başkanı Adnan Polat’ın aynı açıklamayı yinelemesine atıf yapan bir başlıktır bu ve de çok yere çekilebilir. Arda Galatasaray’dır mantığını öne koyup sonrasında(öncesinde) Galatasaray Türkiye’dir üst kümesini koyduğunuzda ben de Türkiye evrensel kümesi ile çekirdek kümeyi baz alıp ve de pasaportunun kendine zorluk çıkarmasını öne süren “aşırı” milliyetçi Arda yüzünden Arda Turan’dır? ı kullanıyorum...
Arda Türkiye’dir lafı ne kadar gerçekçidir bir inceleyelim:
An 1…
Türkiye Kazım Kazım yüzünden veya Arda sebebiyle sola yığınak yapmıştır. 1. gol öncesine gidelim.
Taç atışı akabinde orta sahadan derin bir top ve Tuncay’ın attığı bir gol…
Tuncay’ın vuruşunu bir kenara bıraktığımızda orada Arda’nın topa değmeyerek ne kadar mühim bir iş yaptığını es geçemeyiz. Aslında ofsayt kuralına, basit bir taktikle nasıl büyük bir oyuk açtığını herkes şahit olmuştur. (Bu taktik kelimesini Ömer Üründül’ün garip söylemi “taktik stratejisi” gibi bükük bir anlamda kullanmıyorum. Hala ikisinin arasındaki farkı çözemediyse kendisine Eflatun okumasını tavsiye ediyorum.) Maçta iki kez benzer taktik uygulanınca düşüncenin kaynağını iki şekilde yorumlayabiliriz ya Fatih Terim maçtan evvelki taktik antrenmanında(yapıldıysa) bu yasal hile üzerine eğildi(benim oyum bu yöndedir) ya da Arda Turan reklamda attığı “no look” pas gibi o “an”da hayalet kalıp topun içinden geçmesini sağlayarak bize bir gol kazandırmış oldu. Birinci veya ikinci seçenekten hangisi aklınıza yattıysa burada sadece bir futbolcunun muhteşem kafasından bahsedebiliriz…
An 2…
Sağ tarafta defalarca yitirilen bir atak sonrası etçil Estonya savunmasını yararak çektiği bir şutla kaleciden aynaca yansıyan top ve Sercan’ın golü atmadan sevinmeye başlaması. Bunu Arda’dan başka kim yapabilir?
An 3…
1 yıl evvel Arsene Wenger’in açıklamasına çok şaşırmıştım. “Siz bilmiyorsunuz ama Thierry Henry dünyanın en iyi kafacı adamlarındandır”. Bu şaşkınlığın membası attığı gol çeşitlerinden ileri geliyordu. Yakın zamanda Uğur ağabeyin yazısında da değindiği gibi bu sene asistleriyle ünlenmiş Arda bu hakkından “o kornerde” feragat edip arka direğe yerleşiyor ve (tam kafa topu saymasam da) kalecinin muazzam(en sonunda ben de kullandım bu kelimeyi) hatasıyla topu kafasıyla gole çeviriyor.
Bunun dışında sayılabilecek onlarca güzel şey de yapıyor bu adam ve soru da burada aklımıza düşüyor “Arda gerçekten Türkiye midir?”
Cevabı uzaklarda aramayın
Herkes işini Ardaca yapsa bu memleket böyle çarpık olur mu?
Velhasıl Arda Türkiye değildir...
Gelelim maçın diğer detaylarına…
* Estonya’nın ilk golünde Gökhan Zan’ın ofsayt kuralına yeni bir yorum getirerek paralelindeki toptan kaçıp rakibi ofsayta düşürme anlayışı günün ikinci en büyük yanlışıdır.
(Rakip nerdeyse dip çizgide ne ofsaytı Gökhan)
* Günün en feci yanlışı Volkan Demirel’in lakayıt vuruşundan sonra olgunlaşmış rakip golüne güfte olmasa da beste vermesidir…
* Maçın başında tarladan farksız olan sahanın gittikçe düzelmesini sahada basmadık yer bırakmayan predator Estonyalılara borçluyuz.
* Emre dışındaki Fenerbahçeliler niye bu kadar kötü oynadı anlam veremiyorum. Daum’un şeker yasağı mı etkiliyor. Malumunuz vücudumuzun en önemli parçasının en önemli yakıtı glikoz… ( “don’t take offence” diyorum Fenerlilere ama sahadakiler ne ofansta varlar ne de defansta)
* 23 Haziran’da Terim timinin şablonunu eklemiştim bloga. O zaman İsmail Köybaşı Antep’te Nihat Kahveci Villarreal’de İbrahim Kaş ise Getafe’de oyuncuydular. Bu transferlerin gerçekleşmediğini bir düşünün. Sitem hem Fatih Terim’e gider hem de Yıldırım Demirören’e. Her ne kadar Yıldırım Demirören “işini yapıp” 3 milli adamı Beşiktaş’a transfer etse de Fatih Terim’in sadece bu konudaki samimiyetine inanmıyorum.
Bu düşüncelere saplanmamın nedenlerinden biri oyuncularını basın önünde eleştirmemeyi prensip sayan Terim’in taçtan gol yiyen Hakan Arıkan’ı herkesin önüne atmasıdır. Beşiktaşlıların söylemek istedikleri şu “Manu ikizlerinin aynı pozisyonda oynadığını varsayalım, biri Beşiktaş’ta diğeri Galatasaray’da oynasın. Fatih Terim’in tercihi Galatasaray olacaktır) Derdimiz budur.
*Dakika 78 itibarıyla takımda 29 yaşın üstünde kimse yoktu…
*Resim Arda'nın 14 numarasıdır. Bu numarının yazı karakteri bana şeytan çatalını anımsattı ben de tamamladım...
*Devasa Atv reklamlarına değdirerek bitirelim yazıyı

Çarşamba günü kim ELVEDA diyecek RUMELİ mi ADANALI mı?

3 Eylül 2009 Perşembe

Kızıl Gül Olmayaydı, Sararıp Solmayaydı



4. Cihan Harbi ülkemizin mağlubiyetiyle sonuçlanmıştır. Müttefikimiz yine Almanya'dır. Feldkamp'ın 180 yaşındaki tarihçi torunu şu diyaloğu bize aktarır.



9 gün sonra benzeri bir açıklama gelmesinden korkuyorum ama söyleyecek kulüp belli olmaz. Galatasaray Türkiye'dir başlıklı metnin muhatabları hala görevdedir ve Galatasaray averajla liderdir...

2 Eylül 2009 Çarşamba

Annemizin Kollarına 191. Boş Dönüş

Galatasaray'ın 2000'deki ganimetle sonuçlanmış zaferini hesaplarımızdan çıkartıyoruz ve geçen hafta, Sivas ve Trabzonspor'un elenmesiyle Uefa organizasyonlarından* annemizin kollarına 191. boş dönüşü yaşamış oluyoruz ...


*Şampiyonlar Ligi, Kupa Galipleri, Uefa Kupası(Europa League), İntertoto

Bu başlığın güncellemesidir.

1 Eylül 2009 Salı

4 Güney Amerikalı'nın Karşılaştırmalı İstatistiği


2008-2009 sezonuna dair Tabata, Alex, Lincoln, Delgado'nun BJK TV'de yayınlanan TSL istatistikleri...
Related Posts with Thumbnails