27 Ocak 2011 Perşembe

Bjk.com.tr’ye göre Pascal Nouma unutulabilir…


Unutulmaz yabancı oyuncularımızın arasında yer almıyor Pascal Nouma. Kulüplerin resmi sitelerindeki bazı seçimleri anlamak gerçekten güç. Her ne kadar belirli bir seviyenin altına düşmemek için çaba sarf etseler de taraftarın sesinden uzaklaştıkça soru cümleleri aklımızın köşesinden geçiyor. Bir oyuncunun unutulmaz olmasının kafa kafaya giden üç unsuru vardır. Üçgen piramidimizin yan yüzlerinden teki elbette oyuncunun sahadaki verimi, azmidir; ikinci yüzde ise bu gerçeğin tetiklediği tribün sevgisidir; üçüncü durum ise saha içindeki ve dışındaki aurasıdır. Bu üç unsurun birleşmesiyle oluşan “unutulmamak tepesi” ise kulüpten kulübe değişse de sahada canını cüzdanının önüne koyanlar zirvededir. İnönü Stadyumu’nda da bu seçim sebebi pik yapmaktadır.
Sadece verim alınan oyuncunun bu listeye girmesi mümkün olur mu? Cevap çok net zira bu olay sağlandığı takdirde Christopher Ohen (soyadının sonunda -en takısı var mı bilmiyorum ama varsa da gözümün önüne ın ın diye araba sesi çıkartan veletleri gördüğümden -en eklemem) aldığı dakikalara göre en fazla gol üreten oyuncumuz olurdu. Bu da taraftarın gönlünde yer almaya yeterdi ama beklentiler çakışmayınca yollar ayrıldı. Verim faktörü belki Vikingur takımında bile prim yapmaz. Bize karşı oynattıkları Yugoslavya kökenli oyuncunun oynadığı futboldan öte yarı zamanlı olarak fırında çalışırken ürettiği pasta, börek vb. şeylerle belki de Ohannesburger klasmanında zirveye çıkamayacağını kim bilebilir. O zaman tek yol verim saf dışı kalır…
Verimin yan komşularından azmi de işin içine katalım. Yankov kadar verimli ve azimli olan bir Beşiktaşlı yabancı daha dudaklarınızdan dökülebilir mi? Hiç sanmıyorum. Sergen-Mehmet’in gelin-görümce benzeşimiyle dip dibe, üst üste oynar mı sorularına hep Zlatko Yankov cevap vermemiş miydi? Beşiktaş’ın en önemli Avrupa maceralarından birinde tek başına (buraya başka bir kavram uydurmuştum ama yine saklayayım) orta sahayı yamayan adamdan bahsediyoruz. O da unutulmaz statüsüne ulaşamadı çokları için…
Pekala, bunların yanına tribün sevgisini de ekleyelim. Aklıma direkt olarak meleklerin göçü esnasında oynanmış bir maç olan 17 Nisan efsanesi ve aktörü “Bostancılıslı Cebrail” geliyor.
Verim, azim ve tribün sevgisi… Bunların hangisi Daniel Gabriel Pancu’da yok ama şu kalecilik hadisesi olmasa dakikasında unuturduk. Bir de Bursaspor forması giydi ya unutulmaya ilk adımı çoktan atıverdi. Ve de aurası yoktu...
Aura tek başına yeterli midir? Beşiktaş özelinde bu soruya yanıt vermek oldukça güç bunun sebebi ise hep düşük profilli oyuncuları tercih etmemizdi(ya da tercih edilmek). Buraya kerhen Ailton’u koyabiliriz. Olaylar yakın geçmişte yaşandığından cümle tasarrufu yapabilirim…
İşbu halde Nouma’nın verimi, azmi, tribünün kendisine duyduğu sevgi ve aurası unutulmaz olmaya yetmiyor mu?
Nouma’nın çok büyük bir oyuncu olduğuna inanmazdım, Galatasaray’ın kupa seferi sırasında olası rakiplerinden Lens’i izlerken ama Beşiktaş’a geldikten sonra geçmişi eşeleyince Weah’la birlikte oynadığında ışıltısının birkaç kat güçlü olduğunu fark etmemek için futbolun kapağını açmamak gerekiyordu. Beşiktaş’a geldi ve tüm bu bakış açımın değişmesine rağmen yine de bir türlü ısınamadım. Sahada kavga çıkartan futbolcuları, arkadaşını kollamak uğruna da olsa(Mills hadisesini dışarıda bırakalım), buzluğa kilitlemek gerekir.
Lakin hangi ülkede nefes aldığımız bellidir, elektrikler bir gün muhakkak kesilir ve ıpıslak bir şekilde çözülür her şey. Bu da Taffarel ile yaşanan “ortak topa” hamle konusundaki tercihine rastlamaktadır. Olayda Taffarel’e de saygım artsa da Nouma tarifi imkansız bir şekilde canını hiçe sayan bir adam olarak karşıma çıkmıştır. Eğer Nouma topa vurmasa belki de küllerini savuracaktık Akdeniz’e…
Tribünde onun sesi duyulduğunda muhakkak sahada mücadelesizlik, işi aşın gerisine koyma ve buna benzer bilumum şeyleri koklamaktadır taraftar…Ya da en aynalısından disko topunu doksana çakmak niyetindedirler hep birlikte…
Aura ise tavan yapmıştır… Sıfat-fiile özne bile olmuştur…
(Niye bir Fransız kökenli sütçü firmanın reklamlarında oynadığını anlayamıyorum)
Ve her şart sağlanmışken bu ambargo nedendir. Unuttuk, güncelleyeceğiz, sitenin şurasında var bahaneleri çoktan devre dışıdır. O adam oranın tepesine gelecek tıpkı Guti gibi, tıpkı Q7 gibi…Yoksa hala aynı resimde misiniz?

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails