12 Nisan 2010 Pazartesi

İslam Çupi'den THY'ye

Türk futbolu da Türk sahalarında yuvarlanıyor, THY de uçaklarını Türk havalimanlarının pistlerinden kaldırıyor. İkisinin de ne saati var, ne de istikrarı..
Galatasaray’ın Samsun’da Samsunspor’a kaybedişi, Fenerbahçe’nin İzmir’de yenilişi nasıl milyonlarca Sarı-Kırmızılı ve Sarı-Lacivertli taraftara saygısızlıksa, THY’nin tarifelere zina ederek uçak yolcularına ettiği eziyet milli bir işkence olarak atmosferde dalgalanıp duruyor.
Cumartesi İstanbul’dan İzmir’e saat 18.00'de yığınla insan küfe ile para verip uçacak.
Millet beklemede... 17.30'dan 18.00'e kadar herkesin gözü saatte. Kulağı kadın sesli anonsta...
Saat 18.00, mikrofon suskun... Anons da yok, ananas da...
Saat 18.00, saat 18.20, saat 18.30,18.40, 19.00... Yine mikrofon İstanbul’daki bir evin terkos musluğu gibi tıııs...
* * *
Futbolda 40 yıldır yerleşmemiş sistem ve oyun prensiplerine daktilolar ve tükenmez kalemlerle kına yakarız da artık amblemini yaz, THY'nin iniş kalkışlardaki saat laubaliliğinin içine girmeye neden hakkımız olmasın.
Bir koşuşturma başladı saat 19.00'da bekleme salonundan çıkış kapısına doğru...
Anonslar meğer bir saatten beri yapılıyormuş da, mikrofon bozuk olduğundan salonda duyulmuyormuş.
THY'nin çıkışındaki personelin suratları surat olmaktan çıkmış, darağacı eskizi olmuş. Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'na duyulan engin saygı (!) olmasa, bizi çıkış kapısının üstündeki alüminyum doğramalara teker teker asacaklar...
Suçumuz büyük, en büyük...
Bir... THY'nin seçkin yolcusu olmak...
İki... THY'nin seçkin bir yolcusu iseniz mecbursunuz bozuk mikrofonda duyulmayan anonsu telepati ile görülmeyen iletişim yollarından posta güvercini ya da denize atılmış bir şilep şişesinden almaya...
* * *
Saat 19.00... Uçağın içi, sanki cehenneme iki şofben, ilave edilmiş gibi, yanıyor da yanıyor...
45 dakikadan beri uçağın koltuklarına müşteri gibi mıhlanmış THY'nin seçkin enayileri enayiliklerini bir jetin içinde değil de, bir sauna bankında sürdürüyorlar sanki...
Suçumuz dedim ya, büyük en büyük...
Bozuk mikrofonda verilen anonsu, sanki mikrofonu bozuk olmayan bir mikrofon veriyormuşçasına duyacak ve THY'nin ilahi sesi karşısında ayağa kalkacak ürpereceksin.
Bu semavi hünerlere sahip değilsen, dünyevi bir THY pilotundan yığınlanmış müşterilere bir fiks mönü sunulur. Kırk satır mı, kırk katır mı?
20 dakika daha uçak içi rotan... Su yok hava yok, rötarı iç gıdıklayın sesi ile anons eden yok.
THY tabutluğuna hoş geldiniz...
Genellikle Birinci Lig takımları maç yapacağı şehirlere uçaklarla giderler, tabii marka THY'dir..
Galatasaray'ın Samsun'da Samsunspor'a kaybedişi Fenerbahçe'nin İzmir’de Altay'a yenilişinin içinde benim uçağın tuttuğu eziyetin benzeri bir rota varsa bir anonsta ben yapayım.
"En büyük rakip THY... Başka rakip yok..."
THY gelişmiş bir teknoloji...
İstanbul’dan kellifelli kravatlı insan alıyor, İzmir’e İnsan turşusu indiriyor.
Durun daha yazıma nokta koymayın.
Günlerden pazar, vakitlerden akşam saatlerden 21.00...
Türk usulü sabırlar içinde mırıldanmalar var... Saat 16.00'da Menderes Havalimanı 'nın dev bekleme salonları hınca hınç dolu... Ankara'ya gidecek yolcular daha kollarına kanat takmamışlar.
Ankara'ya gidecek İzmir yolcuları, Amsterdam 'dan gelecek Türk vatandaşları ile hasret giderip kucaklaşmak için, Hollanda'dan kalkacak jeti gözlerinin içi gibi bekliyorlar.
Yenik Fenerbahçe'yi bir kısım basını, bir kısım sade vatandaşı saat 20.00'de İzmir'den İstanbul’a kaldırmakla yükümlü olan THY her türlü hizmetleri yapıyor da, anons yapmıyor.
Milletin elindeki tespih Avrupa haritası olmuş boyuna çekiliyor.
"Benim uçağım nerede acaba? Londra da mı, yoksa Lizbon, Roma veya Madrid'de mi?.."
Ben İzmir-İstanbul 22.00 yolcusuyum. Bu kadar bekleyip uçamamış bir kalabalığı görüp halleri ve perişanlıklarına baktıkça beni uçak sevgisi tutmuyor.
Beklentilerimin içinde rakı var, salatalık biber kabuğu soyulmuş domates var, bir dilim kavun var da, uçak yok...
Bilmiyorum ki arlık, Johannesburg'tan mı, Antartika'dan Grönland mı, bir yerlerden gelir elbet...
Türkiye'nin şimdiden "Şişer ml şişmez ml?" diye beklediği tek gururu var.
Milli Takımımız Roma'da yapılacak Dünya Kupası'na gider mi gitmez mi?..
Oysa her Türk başını Milli Takım'dan alıp THY kâbesine çevirmeli ve asıl Milli Takımı şimdilik bırakıp Türkiye içinde uçmayan buna karşılık Tokyo 'ya direkt uçan bu müesseseye saygıların en sarmalanmışlarını atması lazım.
Bu bir hava borcudur çünkü...

İslam Çupi

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails