7 Temmuz 2009 Salı

Vassell Gücüme Gidiyor!


Çeviri:İngiltere'de bu iş için yazılmış en doyurucu ve alaya alıcı yazı bu olsa gerek...



Ama kulübünüz her gün Darius Vassell gibi biriyle anlaşamaz.

Kaka’yı unutun Ronaldo’yu da keza Owen ve Ribery’i de, bu yazın en iyi transfer hikayesi Darius’a ait. Geçen yıl, (ilave bilgi: 15 maç oynadı 6+2 İngiltere Premier Lig, 6 UEFA , 1 FA Cup maçına çıktı) sadece Faroe Adaları’nın takımı EB/Streymur’un ağlarını sarsabildi. Fırıncıların ve balıkçıları oluşturduğu bir güruhtan bahsediyoruz…

Bu kadar feci bir sezon geçirdikten sonra menajerinin “ Darius, Avrupa’da bir kulüp seninle ilgileniyor” cümlesiyle Vassell’in gözlerini kapatıp Real Madrid ismini duymayı kendisi de beklemiyordu.


Talibinin hangi limandan gelebileceğini tahmin etmekten başka bir şansı yoktu.

Vassell’e öteden beri bir zaafım vardı. Aston Villa’da oynarken ayak tırnağını matkapla delmesiyle birlikte ayağı mikrop kaptı ve haftalarca oynayamadı. Kendi inancına göre şişmiş parmağın üzerindeki acıyı azaltacaktı.

Milli oyuncu belki meraktan ve nezaketten ötürü Türkiye’ye görüşmeye gitmeyi kabul etti belki de Türkiye’nin vergi konusunda cazip olmasından ötürü tercihini bu yönde kullandı ama gerçek olan bir şey var ki karşılama tek kelimeyle sansasyoneldi.

Ankaragücü başkanı Cengiz Topel Yıldırım, İngiltere’deki karşılığı Michael Knighton gibi duruyor, Vassell’i havalimanında karşılamak için 3000 kişiyi fitilledi ve oyuncu geldiğinde “Evet, mukayese edersek İngiliz Kaka” 'ydı.

1964’ten, yani Beatles’ın A.B.D topraklarına değmesinden beri böyle bir sahne yaşanmamıştı. Darius iyi biri ama kesinlikle John Lennon veya Paul McCartney değil. Belki George Harrison veya Ringo Star’a denk gelebilir ama bir Pete Best değil. Buna rağmen kabul etmek gerekir ki Pete'e yakınlığı George Best’ten daha fazla gibi duruyor.

Kendisi için hiç bir anlam ifade etmeyen sürpriz partiye girmiş gibi gözüküyordu ama herkes kendisine bir içki ısmarlamak için ısrar ediyordu. Sağlam mizaçlı Ankaragücü taraftarları hava alanının geliş bölümünü banliyölerdeki gece kulüplerine benzetmeyi başarmışlardı.
Sahne David Lynch veya Charlie Kaufman filmine benziyordu, “düşündüğünüz gibi biri değilim” daha büyük bir saygıyla size geri dönüyordu. Türkçe dublajlı bir “Brian’ın Yaşamı”. Klipleri dikkatlice izleyin “ Danny Mills’in İngiltere’nin sağ beki olmasından beri bu kadar iyi olmamıştım” ve açıkça Birminghamlı’nın başına neler geldiğini kestirebilirsiniz.



Geldiği anda devasa dövizler de bayram havasındaydı. “Eller havaya, Vassell burada”, “Ankaragücü bir kulüpten öte sen de bir oyuncudan-Ankaragücü’ne hoş geldin”. Vefakar Ankaragücü taraftarı Vassell'in “moonwalk” dansı yapacağını düşünmüş olabilir. Sheffield United’la anlaşmış olsaydı bir kavanoz Bovril’i bile almakta zorlanırdı ya…

Vassell tişörtleri giyen Ankaragücü’nün kadın taraftarları da oradaydı belki de Vassell Ankaragücü’nde adını V-man olarak değiştirmeyi düşünmeye başlamıştır.(Notumu ekleyeyim: Burayı kestim anladığım gibi olmayabilir sonra kriz çıkmasın)
Düşleri bir Ankaragücü taraftarının meşale yakmasıyla sonlanıyor . Hava alanında. Sadece Türkiye’de. Üzerlerindeki polyester tişörtleriyle 3000 Tony Soprano kılıklı adamla dolu bir yerde hiç de iyi bir fikir değil…

Ankaragücülüler tarafından atkıyla ve formayla sarınıp sarmalandıktan sonra aklı karışmış şekilde arabaya bindirildi ama otele doğru giderken arkasına 50 otobüs ve 250 otomobilden oluşmuş bir konvoyu da peşine takarak; böylelikle yarı Tanrı sıfatına yükseltilen Vassell’in imzası garantiye alınmış oldu…


Yazının orijinali burada. Kriz! çıkartabilecek yerini çevirmedim.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails