*Keita’nın pozisyonundan sonra Gaziantep(pardon River Plate) taraftarı neyi ıslıkladı dün akşamdan beri kendi kendime soruyorum. Cevaba yaklaşınca da kendimden nefret ediyorum.
*Yine aynı pozisyondan devam edersek ülkemin ilkyardım konusunda sadece sürücü ehliyet sınavı için ezberledikleri!(ona da devam ettiyse) dışında hiçbir bilgisi olmadığını gördük. Arda koşup yan çevirmese Keita’yı, kendisi aramızda olmayabilirdi. Şöyle bir şey olabilir mi diye kendime soruyorum. Saniyelerin önemli olduğu bir yerde sağlık ekiplerinin sahaya girmesini çabuklaştırmak için(bu pozisyonda 25 saniye sürdü) ev sahibi ekibin sağlık görevlilerini “kapalı” tribünlerin önlerine yerleştirmek uygun olmaz mı?
*Leo Franco’nun eksantrik gol kliplerinde başrolü kimseye kaptırmaması tesadüf mü?
*Sabri’nin nerdeyse sol stoper konumunda kademeye girmesi beni düşündürüyor. Gökhan Zan’ın gereksizce Beto’yu takip edip yerini bırakmasından Sabri’ye bu konuda kızamayız ; maç sonrası penaltı kararına hatalı demesine de fazla kızamayız! Ama şans eseri masanın üzerinde gazete buldum lafına biraz tepki koyabiliriz. Zira bulduğun define değil, bu kelamın altında “ben gazete okumam”ın yattığını düşünmekteyim. O konuda şüphem var.
*Hala benim ülkemde penaltı vuruşu esnasında ceza sahasının 10 metre gerisinden koşuya başlama alışkanlığı yok. Hem hız kazanmıyorlar çizgide dizildiklerinde hem de ihlal olasılıkları artıyor
*Alanzinho’nun asistinde Sedat Bayrak’ın hatasından öte partnerine kızması futbol bilgisi hakkında soru işaretleri yaratmayı başardı. Umut Bulut’un karşı karşıya pozisyonunda ise çok
önemli gayretini ise es geçmeyelim.
*Yeni Tolunay Kafkas, Ceyhun Gülselam gibi gözüküyor.
*Trabzonspor’un geçen seneki şutlardaki isabetsizlik oranını bu yıl da koruyor.
*Halis Özkahya çok riskli bir anda maçı bitirdi. Alanzinho gerilmeden şut çıkarsa ve maç bu skorda olmasa ne olurdu merak ediyorum.
*Herkes Trabzonspor tercümanının gol sonrasındaki sevincine odaklanmış ama Halil Yazıcıoğlu Hugo Bross’un tercümesinde çok önemli bir şeyden bahsetti. Bu kelime”topu işletmek” futbol literatürümüzdeki yerini almalıdır. Bu çevirinin tercümanın kendi futbol bilgisinden kaynaklandığını düşünüyorum. Futboldan anlayan kişiyi bir kelimesiyle veya oyun içindeki hareketiyle tanıdığıma inanırım hep ve Halil Yazıcıoğlu’nun geçmişine bakınca da yanılmadığıma çok sevindim.
*Bülent Uygun ise kendinden beklenmedik şekilde aynı şeylerden dert yanıyor. Nedir bunlar: İstediğimiz yabancılar Sivas’ı görünce vazgeçtiler, sakatlarımız vardı vs. Asıl şaşırtıcısı ise öne sürdüğü nedenlerden ötürü “Önceden olduğu gibi iyi oyun izlettiremiyoruz” lafını etmesiydi. Son 2.5 yıl içerisinde ancak 10 tane iyi maç oynadıklarını bilmesek buna inanacağız.
*Erdoğan Arıkan’ın maç öncesi dediği gibi bir takımın sadece teknik adam diğer tarafta ise oyuncu değişimleri oldu. Buna bakarsak şu çıkarımda bulunmak gerekiyor. Mühim olan takımdır. Teknik adam ikincildir. Orijinde ise yönetim yer alıyor.
*Beşiktaş, Arda veya Alex gibi hem gol atan hem de asist yapan bir kişi bulamazsa, geçmişinden Mehmet Özdilek örneği daha doğru olur, o para ile piyasadaki tüm plastik sandalyeleri toplasın. Catania maçında dikkatimi çekmişti Mustafa Denizli’nin bu ayrıksı tutumu eğer ki Rıdvan Dilmen’in dediği gibi İBB maçında bu devam ettiyse (özet görüntülerde rastlamadım) sandalye toplama! önerim dikkate alınmalıdır.
*İbrahim Akın’ın İBB adına ligdeki 13. golünü attı. Beşiktaş adına ise ligde 12 golü vardı bu saatten sonra İBBli İbrahim Akın’dır. Bu gollerin ikisini de Beşiktaş’a attı.
*En işe yarar forvetin Nobre olduğunu gördüğümden umutlarım daha sezon başında tükeniyor. Gerekli hamleleri yapmazlarsa oyuncu ve teknik adam takımın geçmişten bu yana ligdeki en az gol ortalamasına bu sene şahit olunabilir. Defans konusunda ise sakatlık olmadığı takdirde içim rahat ancak İbrahim Akın’ın ilhama gelerek yarattığı goller benzerleri yenir ya da gereksiz yaratılan duran toplar sorun çıkartır…
*(Sporting) Bursaspor – Kasımpaşaspor maçından Zapotocny’nin kafası ve Sercan Yıldırım’ın bileşik harekeleri ile golü dışında pek bir şeyden bahsedemem(150 saniye ile maç mı yorumlanır)
*Ertuğrul Sağlam ve Tolunay Kafkas’ın vb. bu tip söylemlerini çok sık duymaya başladım: “… karşınızda da pozisyon bularsak atarız mantığıyla gelmiş takım vardı” Yarın rakip hoca bu lafları ettiğinde kızmayın.
*Manisa olaylar yaşadığı sezondan sonra yine olaylarla başladı. Başları umarım ağrımaz
*Youla, Gençlerbirliği’nde Ümit Karan’ın ayrıldığında transfer edilmişti. Yolları bu sefer birleşti. Bu ikiliden umutluyum.
*Dünya’da Kayserispor golüne mi UFO’ya mı daha sık rastlanıyor karar veremiyorum. Gül mü daha lazım kendilerine gol mü? Det iz di kuesçın kuesçın mark
*Hacettepe ile Gençlerbirliği izdivacı umarım doğacak çocukların genetiğinde sıkıntı yaratmaz.
*Ankaragücü’nde Ceyhun klasik olarak iyi başladı. Diyarbakırspor’da ise Perulu Andres kalitesini ilk maçta ortaya koymuş gözüküyor.
*Beşiktaş ve diğer takımlar hakkında TRT 3’de maçların tamamını izledikten sonra yazabilirim. Perşembe günü maç görürseniz şaşırmayın.
*Başlık aslında Real Madrid’in transferlerine uygundu ama üşendiğim için o konu hakkında yazmaya ligimize devşirdim başlığı, ardışık sayılarla gücümüzün yettiği yere kadar gider.
*Yine aynı pozisyondan devam edersek ülkemin ilkyardım konusunda sadece sürücü ehliyet sınavı için ezberledikleri!(ona da devam ettiyse) dışında hiçbir bilgisi olmadığını gördük. Arda koşup yan çevirmese Keita’yı, kendisi aramızda olmayabilirdi. Şöyle bir şey olabilir mi diye kendime soruyorum. Saniyelerin önemli olduğu bir yerde sağlık ekiplerinin sahaya girmesini çabuklaştırmak için(bu pozisyonda 25 saniye sürdü) ev sahibi ekibin sağlık görevlilerini “kapalı” tribünlerin önlerine yerleştirmek uygun olmaz mı?
*Leo Franco’nun eksantrik gol kliplerinde başrolü kimseye kaptırmaması tesadüf mü?
*Sabri’nin nerdeyse sol stoper konumunda kademeye girmesi beni düşündürüyor. Gökhan Zan’ın gereksizce Beto’yu takip edip yerini bırakmasından Sabri’ye bu konuda kızamayız ; maç sonrası penaltı kararına hatalı demesine de fazla kızamayız! Ama şans eseri masanın üzerinde gazete buldum lafına biraz tepki koyabiliriz. Zira bulduğun define değil, bu kelamın altında “ben gazete okumam”ın yattığını düşünmekteyim. O konuda şüphem var.
*Hala benim ülkemde penaltı vuruşu esnasında ceza sahasının 10 metre gerisinden koşuya başlama alışkanlığı yok. Hem hız kazanmıyorlar çizgide dizildiklerinde hem de ihlal olasılıkları artıyor
*Alanzinho’nun asistinde Sedat Bayrak’ın hatasından öte partnerine kızması futbol bilgisi hakkında soru işaretleri yaratmayı başardı. Umut Bulut’un karşı karşıya pozisyonunda ise çok
önemli gayretini ise es geçmeyelim.
*Yeni Tolunay Kafkas, Ceyhun Gülselam gibi gözüküyor.
*Trabzonspor’un geçen seneki şutlardaki isabetsizlik oranını bu yıl da koruyor.
*Halis Özkahya çok riskli bir anda maçı bitirdi. Alanzinho gerilmeden şut çıkarsa ve maç bu skorda olmasa ne olurdu merak ediyorum.
*Herkes Trabzonspor tercümanının gol sonrasındaki sevincine odaklanmış ama Halil Yazıcıoğlu Hugo Bross’un tercümesinde çok önemli bir şeyden bahsetti. Bu kelime”topu işletmek” futbol literatürümüzdeki yerini almalıdır. Bu çevirinin tercümanın kendi futbol bilgisinden kaynaklandığını düşünüyorum. Futboldan anlayan kişiyi bir kelimesiyle veya oyun içindeki hareketiyle tanıdığıma inanırım hep ve Halil Yazıcıoğlu’nun geçmişine bakınca da yanılmadığıma çok sevindim.
*Bülent Uygun ise kendinden beklenmedik şekilde aynı şeylerden dert yanıyor. Nedir bunlar: İstediğimiz yabancılar Sivas’ı görünce vazgeçtiler, sakatlarımız vardı vs. Asıl şaşırtıcısı ise öne sürdüğü nedenlerden ötürü “Önceden olduğu gibi iyi oyun izlettiremiyoruz” lafını etmesiydi. Son 2.5 yıl içerisinde ancak 10 tane iyi maç oynadıklarını bilmesek buna inanacağız.
*Erdoğan Arıkan’ın maç öncesi dediği gibi bir takımın sadece teknik adam diğer tarafta ise oyuncu değişimleri oldu. Buna bakarsak şu çıkarımda bulunmak gerekiyor. Mühim olan takımdır. Teknik adam ikincildir. Orijinde ise yönetim yer alıyor.
*Beşiktaş, Arda veya Alex gibi hem gol atan hem de asist yapan bir kişi bulamazsa, geçmişinden Mehmet Özdilek örneği daha doğru olur, o para ile piyasadaki tüm plastik sandalyeleri toplasın. Catania maçında dikkatimi çekmişti Mustafa Denizli’nin bu ayrıksı tutumu eğer ki Rıdvan Dilmen’in dediği gibi İBB maçında bu devam ettiyse (özet görüntülerde rastlamadım) sandalye toplama! önerim dikkate alınmalıdır.
*İbrahim Akın’ın İBB adına ligdeki 13. golünü attı. Beşiktaş adına ise ligde 12 golü vardı bu saatten sonra İBBli İbrahim Akın’dır. Bu gollerin ikisini de Beşiktaş’a attı.
*En işe yarar forvetin Nobre olduğunu gördüğümden umutlarım daha sezon başında tükeniyor. Gerekli hamleleri yapmazlarsa oyuncu ve teknik adam takımın geçmişten bu yana ligdeki en az gol ortalamasına bu sene şahit olunabilir. Defans konusunda ise sakatlık olmadığı takdirde içim rahat ancak İbrahim Akın’ın ilhama gelerek yarattığı goller benzerleri yenir ya da gereksiz yaratılan duran toplar sorun çıkartır…
*(Sporting) Bursaspor – Kasımpaşaspor maçından Zapotocny’nin kafası ve Sercan Yıldırım’ın bileşik harekeleri ile golü dışında pek bir şeyden bahsedemem(150 saniye ile maç mı yorumlanır)
*Ertuğrul Sağlam ve Tolunay Kafkas’ın vb. bu tip söylemlerini çok sık duymaya başladım: “… karşınızda da pozisyon bularsak atarız mantığıyla gelmiş takım vardı” Yarın rakip hoca bu lafları ettiğinde kızmayın.
*Manisa olaylar yaşadığı sezondan sonra yine olaylarla başladı. Başları umarım ağrımaz
*Youla, Gençlerbirliği’nde Ümit Karan’ın ayrıldığında transfer edilmişti. Yolları bu sefer birleşti. Bu ikiliden umutluyum.
*Dünya’da Kayserispor golüne mi UFO’ya mı daha sık rastlanıyor karar veremiyorum. Gül mü daha lazım kendilerine gol mü? Det iz di kuesçın kuesçın mark
*Hacettepe ile Gençlerbirliği izdivacı umarım doğacak çocukların genetiğinde sıkıntı yaratmaz.
*Ankaragücü’nde Ceyhun klasik olarak iyi başladı. Diyarbakırspor’da ise Perulu Andres kalitesini ilk maçta ortaya koymuş gözüküyor.
*Beşiktaş ve diğer takımlar hakkında TRT 3’de maçların tamamını izledikten sonra yazabilirim. Perşembe günü maç görürseniz şaşırmayın.
*Başlık aslında Real Madrid’in transferlerine uygundu ama üşendiğim için o konu hakkında yazmaya ligimize devşirdim başlığı, ardışık sayılarla gücümüzün yettiği yere kadar gider.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder