29 Ocak 2010 Cuma

29.01.2010 Antalyaspor-Beşiktaş






“Karnı burnunda kadının kuma teorisi” Ocak ve Ağustos sonundaki maç haftalarında saha içinden burnumuza x,y,z boyutlarında kokular yaymaya devam ediyor. Ultrasonografi çıktıktan sonra beyefendiler! bile 6 ay evvelinden yedi köye scoutlar ”seyretmen veya görücü” gönderip soyadı aktarımı araştırmalarına girebiliyorlar ama bu teorinin yaratılmasındaki bilim kurulları ise matematik olimpiyatları seremonisindeki aymazlık kafilesinin en önünde ofsayt bayrağı taşımaya devam edebiliyorlar. Başta Tabata olmak üzere değiştirilme veya sözleşme dondurulma sıkıntısındaydı belirli azınlık. Antalyaspor’u yakın bir şekilde takip etmediğimiz için gönderilme tehdidinin orada yaşanıp yaşanmadığını bilemeyeceğim ama Beşiktaş’ta Fink, Tello, Tabata üçgeninin Delgado’nun gelişiyle bir doğruya evirileceği ihtimaller arasındayken futbolcuların can havliyle oyuna asılması gözlerden kaçmadı. Tek maç özelinde bakarsak Tello diğer ikisine nazaran daha gevşek yapıda oynamıştır. Belki de bu seneki berbat performansının sadece Manu maçındaki golüyle sıfırlanma algısı da bu hükmümde yardımcı! etkendir. Yanılabiliriz ama berrak suda balık avlamak istersek sadece Rodrigo isimlisinin gideceğini söylemek 2012 kehanetinden daha tutarlı olacaktır. Bu son cümleyle de maça boğum noktası koyalım.
Öncelikle yukarıda resmini gördüğünüz saha içi şablonunda yer değişimlerini belirtelim. Antalyaspor’da Ertuğrul-Jedinak’ın, Beşiktaş’ta Sivok-Toramax ve Fink-Ernst’in yerleri değiştirilecektir. Antalyaspor'un sene başında ayrılan Uğur Kavuk’un eksikliğini ancak aylar sonra Erhan Güven’in kiralanmasıyla gidermiş olduğunu gördük. Takıma ısınıp, hücumda Korhan-Necati ikilisine destek çıktıkça da Uğur Kavuk’un takıma etkisine yakın bir performans görebiliriz kendisinden. Antalyaspor ilk yarıda Necati Ateş ve Eruğrul Arslan’ın aynı noktadan vurdukları aşırı yüksek şutlar dışında hiçbir yaratıcılık gösteremedi. Beşiktaş'ın ise 9:44’de Bobo ile biten Tabata kaynaklı organizasyonu dışında yürek hoplatacak bir şeyi yoktu. İlk yarıdan aklımızda ne kaldı dersek. Birincil olarak 15. dakikada İbrahim Üzülmez’in Erhan Güven’e şüpheli aut sonrasında “gelecek sezon görüşürüz” bakışıdır. İkincil olarak ise 18:48’de Tabata’nın Ronaldinho’ya özenip Ömer Çatkıç’ı David Seaman sandığı bir serbest vuruştur. Gol olsaydı ne ala. Üçüncülüğü ise Sivok'un ayakkabı fetişisti Tita’ya veriyorum…
İkinci yarıda iletkim olmadığından maçın kaç derece döndüğünü hesaplayamadım. 52:42’de Tabata’nın soldan ortasında Sivok’un çekiç darbesi ve devamındaki kornerden gelen penaltı golü. Penaltı konusunda ise yan hakemle hemfikirim. Görülmesi zor bir pozisyon, es geçilse sadece tekrarlardan dövünmekle yetiniriz. 56:24’de ise ligimizin Shrek’i Djiehoua’nın hoplaya zıplaya altıpasa girmesine Toramax’ın lastik ayakları engel oldu ki bu Antalyaspor hücumunun kritik 3 anından biriydi. 60:16’da Jedinak pasıyla hafif ölçekli Necati ve Rüştü düellosu izledik 60:48’de Nihat’ın yan ağlarla buluşması, 65:22’de Filip Holosko dikmesi…
67:55’de Djiheoua’nın kafa vuruşunda Ekrem Dağ’ın kambura yatarak penaltıya sebebiyet verme ihtimalini de gözden ırak tutmayalım. 62’de Beşiktaş’ta Necip ve Holosko’nun oyuna girmesiyle Fink sağ iç-açık arasında konumlandı 68:40’da Bobo’nun kaymasıyla biten Fink çabası ise kendisini benim için vazgeçilmez kılmıştır. 82:57’de ise oyuna henüz giren Veysel’in sol dipten ortasında Necati Ateş’in direk dibinden dışarı giden kafası da Antalyaspor adına maçın en makus anıydı. Detaylara bakalım. Ömer’in Ernst’e hareketi çirkinliğin önde gidenidir. Necip Necip’i Yeşilçam filmlerinin sahipsiz çocuğu mu sandınız Orhan Ak ve Tita. Kısıtlı kadrosu yüzünden sakatlık olmadığı sürece Antalyaspor fikstürün ortasında ligde kalmayı garantileyecektir. Beşiktaş ise Ernst’ten biraz daha fazla verim almak zorunda. Ataklarda baş rol almak için çok mu yorgun? Son detayımız ise tesadüften ibaret. Beşiktaş ile Antalyaspor ligde ilk maçlarını 11 Eylül 1982’de oynamıştır ve tarihlerindeki ilk gol penaltıdan gelmiştir. Şimdi gollerin açılışı ve kapanışlarının penaltıdan olması ile tekerrür klişesine girebilirdim eğer ki o penaltıyı Rüştü, Rasim Kara gibi gole çevirseydi…

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails