Beşiktaş özkaynak düzeninin başındayken kaleme aldığı bir yazı...
Yirmi birinci yüzyıla çeyrek kala, her şey inanılmaz bir hızla değişmekte.
Daha dün top oynadığımız arsada, bugün, dibi görünmeyen temel çukuru, yarın ise bir gökdelen.
Wembley'de oynanan bir Kral Kupası maçını, aynı anda evimizde izleyebilmek, otuz yıl önce hayal öte-si bir durumdu. Bugün ise, bize televizyonun düğmesi kadar yakın ve gerçek.
TV'den transistora, uzaydaki uydulardan, maçlardaki ilginç durumların anında tekrar izlenmesini sağlayan ışıklı skorboardlara kadar teknolojinin tüm ürünleri yaşamımızı her alanda etkiliyor.
Ancak, değişimin hızı içeriğinden daha önemli. Bilim adamı C. P. Snow’a gôre “Değişimin hızı öylesine arttı ki, hayal gücümüz bile ona yetişemiyor”.
Ekonomist K. Boulding ise gerçeği daha çarpıcı biçimde vurguluyor: “Doğduğum günden bugüne kadar olup bitenler, doğumuma kadar olup bitenlere neredeyse eşittir”.
Kilometre Taşları
Biz yine işimize dönelim. Futboldaki gelişimi 1860’lardan başlayarak inceleyelim. 1863'te ilk futbol federasyonunun kuruluşu —1870’de elle oynamanın yasaklanışı— 1872’de ilk milli maç ve 1925'de ofsayt kuralının değişmesi ile futbol tarihinde bir dönüm noktası: H. Chapman'ın Arsenal’da uyguladığı WM düzeni.
Bu sistem uzun yıllar üstünlüğünü sürdürecektir. Ancak 1953-54 yıllarında Macar milli takımının uyguladığı “Geri Santrafor”(4-2-4) sistemi WM'i silecektir. Macarlar, Brezilya’dan daha önce, 4—2—4’ü başarı ile kullanmışlardır.
Bununla beraber, 4-2-4'de uzun ömürlü olmayacaktır. İngiliz futbolu, 1966'da doruğuna ulaşan 4-3 -3 uygulaması ile yine bir dönüm noktasının kahramanı olacaktır.
Bu sistem 1970'e doğru 4-4-2'ye dönüşecektir. 1973 - 74'Ierdeki Ajax, Total Futbol anlayaşı ile fut-bola yeni bir boyut kazandıracaktır.
Önemle vurgulamaya çalıştığımız konu, şu veya bu sistemin üstün tarafı, yani, değişimin içeriği değildir. Değişimin hızıdır. WM 1925 - 53 arası 28 yıl üstünlüğünü sürdürmüştür. 4-2-4 sistemi 8-10 yıl,
4-3-3 ise 5-6 yıl dayanabilmiştir. 3-4 yıl uygulanan 4-4-2, Total Futbol anlayışı ile yıkılmıştır. Ancak, son bir iki yıldır, bazı cesaretli antrenörler Total Futbol anlayışı da aşan denemeleri başarıyla yapıyorlar.
28... 10... 6... 4 ve 3...
İşte futbol anlayışındaki değişim hızı...
Ve Türkiye
Acaba Türkiye bu baş döndürücü yarışın neresinde? Ne orasında, ne burasında... Kesinlikle içinde değil...
Kopyacılık, hiçbir zaman bizi çağdaş futbola yetiştirmeyecek. Bugün oyun düzenlerini kopya etmeye çalıştığımız ülkeler, artik onlara benzediğimizi sandığımız sırada, futbolu çok daha değişik oynuyor olacaklar.
Amaç, çağdaş futbolu oynayabilmek ise, yapılacak iş şudur:
— Geleceğin futbolu en az 10 yıllık bir açı altında düşünülmeli, araştırmalı, incelemeli,
— Varılan sonuçlara ve Türk gencine uygun olarak belirlenen futbol anlayışı bugünün gençlerine öğretilmeli ki onlar 7-8 yıl sonrasının futbolcularıdır.
Aksi halde, kısır döngü sürüp gidecek. Şimdiye kadar olduğu gibi...
Daha dün top oynadığımız arsada, bugün, dibi görünmeyen temel çukuru, yarın ise bir gökdelen.
Wembley'de oynanan bir Kral Kupası maçını, aynı anda evimizde izleyebilmek, otuz yıl önce hayal öte-si bir durumdu. Bugün ise, bize televizyonun düğmesi kadar yakın ve gerçek.
TV'den transistora, uzaydaki uydulardan, maçlardaki ilginç durumların anında tekrar izlenmesini sağlayan ışıklı skorboardlara kadar teknolojinin tüm ürünleri yaşamımızı her alanda etkiliyor.
Ancak, değişimin hızı içeriğinden daha önemli. Bilim adamı C. P. Snow’a gôre “Değişimin hızı öylesine arttı ki, hayal gücümüz bile ona yetişemiyor”.
Ekonomist K. Boulding ise gerçeği daha çarpıcı biçimde vurguluyor: “Doğduğum günden bugüne kadar olup bitenler, doğumuma kadar olup bitenlere neredeyse eşittir”.
Kilometre Taşları
Biz yine işimize dönelim. Futboldaki gelişimi 1860’lardan başlayarak inceleyelim. 1863'te ilk futbol federasyonunun kuruluşu —1870’de elle oynamanın yasaklanışı— 1872’de ilk milli maç ve 1925'de ofsayt kuralının değişmesi ile futbol tarihinde bir dönüm noktası: H. Chapman'ın Arsenal’da uyguladığı WM düzeni.
Bu sistem uzun yıllar üstünlüğünü sürdürecektir. Ancak 1953-54 yıllarında Macar milli takımının uyguladığı “Geri Santrafor”(4-2-4) sistemi WM'i silecektir. Macarlar, Brezilya’dan daha önce, 4—2—4’ü başarı ile kullanmışlardır.
Bununla beraber, 4-2-4'de uzun ömürlü olmayacaktır. İngiliz futbolu, 1966'da doruğuna ulaşan 4-3 -3 uygulaması ile yine bir dönüm noktasının kahramanı olacaktır.
Bu sistem 1970'e doğru 4-4-2'ye dönüşecektir. 1973 - 74'Ierdeki Ajax, Total Futbol anlayaşı ile fut-bola yeni bir boyut kazandıracaktır.
Önemle vurgulamaya çalıştığımız konu, şu veya bu sistemin üstün tarafı, yani, değişimin içeriği değildir. Değişimin hızıdır. WM 1925 - 53 arası 28 yıl üstünlüğünü sürdürmüştür. 4-2-4 sistemi 8-10 yıl,
4-3-3 ise 5-6 yıl dayanabilmiştir. 3-4 yıl uygulanan 4-4-2, Total Futbol anlayışı ile yıkılmıştır. Ancak, son bir iki yıldır, bazı cesaretli antrenörler Total Futbol anlayışı da aşan denemeleri başarıyla yapıyorlar.
28... 10... 6... 4 ve 3...
İşte futbol anlayışındaki değişim hızı...
Ve Türkiye
Acaba Türkiye bu baş döndürücü yarışın neresinde? Ne orasında, ne burasında... Kesinlikle içinde değil...
Kopyacılık, hiçbir zaman bizi çağdaş futbola yetiştirmeyecek. Bugün oyun düzenlerini kopya etmeye çalıştığımız ülkeler, artik onlara benzediğimizi sandığımız sırada, futbolu çok daha değişik oynuyor olacaklar.
Amaç, çağdaş futbolu oynayabilmek ise, yapılacak iş şudur:
— Geleceğin futbolu en az 10 yıllık bir açı altında düşünülmeli, araştırmalı, incelemeli,
— Varılan sonuçlara ve Türk gencine uygun olarak belirlenen futbol anlayışı bugünün gençlerine öğretilmeli ki onlar 7-8 yıl sonrasının futbolcularıdır.
Aksi halde, kısır döngü sürüp gidecek. Şimdiye kadar olduğu gibi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder