İki takım da çift defansif orta sahalı 4-4-1-1 şekliyle sahada yer aldı. Orta göbekteki ikililerden yeşilli Çimşir ve bordolu İnan savunmaya yardımcı pozisyonlardaydı. Bu durumda Colman’ın Bekir Ozan Has’tan daha yetenekli olarak hücuma daha fazla katkı sağlaması Trabzon için pozitif bir değer yaratıyordu ama bu değeri nötrleştiren ve hatta eksiye götüren Trabzon’un defansif beklerine nazaran kanat kökenli oyuncuların Bursaspor bekinde yer almasıydı. Zaten Trabzon’un önce Cale ardından Serkan’la dip çizgiden yaratmaya çalıştıkları gol akınları da yeşil-beyazlı ikilinin hücum aklının önde olmasından kaynaklanıyordu. Tıpkı Fenerbahçe’de olduğu gibi beklerin hücuma katkısı dizilişte sağ-sol önde yer alan oyuncuların sağ-sol iç pozisyonlarında görmemize neden oluyor. Bu da orta sahanın göbeğinde daha yoğun bir yeşillik yaratıyor. Bursapor ilk yarıda baskısını olumlu bir seviyeye getiremediyse Cale dışındaki Trabzon savunmasının yüksek konsantrasyonla oynamasından kaynaklandı. Ayrıca Onur Recep Kıvrak' ın da yan yüksek toplarda yüzde yüz emin olmadıkça çıkmaması da iyi bir gelişme. Hakemler niye bu kadar birincil bir rol üstlenmeye çalışıyor anlamamaktayım. Ligde sadece topa sert girilen ender maçlardan biriydi. İlk yarının sonundaki bu denli açık penaltıyı görmemek de aklımıza Vanspor-Beşiktaş maçını getirdi.
İkinci yarının başından itibaren Bekir Ozan Has, Colman gibi hücuma daha çok destek çıktı lakin bekler ilk yarıya oranla daha çok savunmada kaldı. İlk tehlikeli pozisyon Colman'ın ara pasında Baytar’ın topa kayarak müdahalesiyle gerçekleşti peşinden Bekir Ozan Has’ın kısa menzilli yüksek pasında Ozan ipek’in sol çaprazdan vuruşu ve Onur’un harika çelişi. Sonrasında paralel evrendeki bütün Güneşler’in yapmayacağı bir Colman-Ceyhun değişikliği geldi Trabzonspor’un efsanevi kalecisinden! Alanzinho’nun sahada olmadığı karanlık maçında hücum meşalesini elinde taşıyan Colman’ın çıkmasını yadırgadım. Belki sakatlıktır! bahsini varsayıp Trabzonspor teknik direktörü sanını kendisine yeniden dolayalım. Akabinde zaten ikinci yarıda ataksal anlamda daha faydalı olan Bekir Ozan Has’ın topu kanata açması ve gol. İlk yarıda aldığım notlarda Cale’nin savunmanın diğer 3 adamından daha düşük konsantrasyonda olduğunu ve Onur Recep Kıvrak’ın yan toplarda yüzde yüz emin olmadıkça çıkmadığının altını çizmişim. İkisi de bu saptamaları abartarak sahanın belki de Alanzinho ile birlikte fecaatlerinden Battalla’ya golü attırdılar. Maç esnasında canlı bahis oynansa Battala’nın gol atma şansının kaleci Ivankov’dan daha düşük olacağını söylemek için uzman olmaya gerek yok ve eğer bu adam bir de kafa ile gol atıyorsa vay anam vay. Film ise bundan sonra kopuyor. Ertuğrul Sağlam’ın korunmacı tavırla yaptığı değişikliklere Güneş’ten Song-Burak hamlesi rüzgârın Trabzon arkasına geçmesini sağlıyor. Sonrasında haftalardır gördüğümüz Trabzonspor baskısı ve demir eldiven kadife ayaklı Ivankov’un X-faktör oluşu. Dünkü Gökhan Ünal golü ve Umut’un Rooney’le 2010 kapsamında platonik form rekabeti bize mutsuz bir evliliğin aslında toplumu da mutsuz ettiğini çok güzel anlatıyor. Haftayı biraz olsun kurtardılar. Muhammet Demir ihtiyacımız ise hala giderilemedi…
Ey Diji! Tribündeki adamın bile yere tükürüşünü göstererek beni öğürttüğün için çok teşekkürler bakın pozisyon tekrarı için kaçırdıklarınızı söylemiyorum bile. Var mısınız Diji’de maçı birlikte izleyelim bakın size kaç pozisyon göstereceğim. Son paragraf ustalara! saygı ve kaygıdır…
İkinci yarının başından itibaren Bekir Ozan Has, Colman gibi hücuma daha çok destek çıktı lakin bekler ilk yarıya oranla daha çok savunmada kaldı. İlk tehlikeli pozisyon Colman'ın ara pasında Baytar’ın topa kayarak müdahalesiyle gerçekleşti peşinden Bekir Ozan Has’ın kısa menzilli yüksek pasında Ozan ipek’in sol çaprazdan vuruşu ve Onur’un harika çelişi. Sonrasında paralel evrendeki bütün Güneşler’in yapmayacağı bir Colman-Ceyhun değişikliği geldi Trabzonspor’un efsanevi kalecisinden! Alanzinho’nun sahada olmadığı karanlık maçında hücum meşalesini elinde taşıyan Colman’ın çıkmasını yadırgadım. Belki sakatlıktır! bahsini varsayıp Trabzonspor teknik direktörü sanını kendisine yeniden dolayalım. Akabinde zaten ikinci yarıda ataksal anlamda daha faydalı olan Bekir Ozan Has’ın topu kanata açması ve gol. İlk yarıda aldığım notlarda Cale’nin savunmanın diğer 3 adamından daha düşük konsantrasyonda olduğunu ve Onur Recep Kıvrak’ın yan toplarda yüzde yüz emin olmadıkça çıkmadığının altını çizmişim. İkisi de bu saptamaları abartarak sahanın belki de Alanzinho ile birlikte fecaatlerinden Battalla’ya golü attırdılar. Maç esnasında canlı bahis oynansa Battala’nın gol atma şansının kaleci Ivankov’dan daha düşük olacağını söylemek için uzman olmaya gerek yok ve eğer bu adam bir de kafa ile gol atıyorsa vay anam vay. Film ise bundan sonra kopuyor. Ertuğrul Sağlam’ın korunmacı tavırla yaptığı değişikliklere Güneş’ten Song-Burak hamlesi rüzgârın Trabzon arkasına geçmesini sağlıyor. Sonrasında haftalardır gördüğümüz Trabzonspor baskısı ve demir eldiven kadife ayaklı Ivankov’un X-faktör oluşu. Dünkü Gökhan Ünal golü ve Umut’un Rooney’le 2010 kapsamında platonik form rekabeti bize mutsuz bir evliliğin aslında toplumu da mutsuz ettiğini çok güzel anlatıyor. Haftayı biraz olsun kurtardılar. Muhammet Demir ihtiyacımız ise hala giderilemedi…
Ey Diji! Tribündeki adamın bile yere tükürüşünü göstererek beni öğürttüğün için çok teşekkürler bakın pozisyon tekrarı için kaçırdıklarınızı söylemiyorum bile. Var mısınız Diji’de maçı birlikte izleyelim bakın size kaç pozisyon göstereceğim. Son paragraf ustalara! saygı ve kaygıdır…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder