60’lar…
Yeniçağa ait Alicengiz oyununun prömiyeri ya da meziyetli bir PR(halkla ilişkiler) gurusunun doğuşu ve de batışı…
1960 Şubat’ı karlıdır İstanbul, aynı zamanda İzmir ve Ankara turnesini tamamlamış bir takımın son durağı…
6 Şubat’ta Beşiktaş ile Şeref Stadı’nda karşılaşacaktır Sirvena Zivezda ya da bilinen adıyla Kızılyıldız…
Balkanlar’dan Beşiktaş’a soğuk hava dalgasının yanında üç tane de gol gelmiştir…
Hikaye başlar…
İki gün sonra Kızılyıldız’dan Fenerbahçe’ye bir sağ kanat aktarımı belirir…
Necmi Tanyolaç, tercüman Ali Ulvi’nin yardımıyla kahramanımız Vladimir Nikolovski ile ilk röportajını gerçekleştirir. İki ayağını da kullanabilen kanat oyuncusu genelde Stipiç’in yedeğidir ve Vlado’nun beyninden Ali Ulvi’nin dilinden şu sözler aktarılır.
“Türkiye’de bulunduğumuz zaman zarfında kuvvetli gözlemlerim oldu. Ancak, gördüğüm Türk takımları içinde Fenerbahçe’yi oynadığım futbola yakın buldum. Bu sebeple Fenerbahçe’de oynamak isterim. Belgrad’da diş hekimliği eğitimi görmekteyim, ancak yabancı bir üniversiteden mezun olmak için İstanbul’u tercih edeceğim. Yugoslavya Federasyonu’nun tahsilime devam edebilmek için Türkiye’ye gelmeme izin vereceğini ümit ediyorum. İstanbul’da bir halam var. Ayrıca bir akrabam da üniversitede okuyor. İstediğim sadece Fenerbahçe kulübünün gerekli müracaatı yapmasıdır. İzin çıktığı takdirde derhal İstanbul’a gelir ve Fenerbahçe takımında oynamaya başlarım.”
Bu sözlerinin üzerinden bir gün geçmeden Fenerbahçe ile prensip anlaşmasına varır. Anlaşmaya göre Fenerbahçe yönetimi Kızılyıldız kulübüne ve Yugoslavya Futbol Federasyonu’na resmen müracaat ederek Vladimir Nikolovski’nin transferi için gerekli izni almaya çabalayacaktır. Görüşmenin ardında Vlado, şu beyanatı verir:”Fenerbahçe’ye geleceğim için memnunum. Dört sene için İstanbul’a geleceğim. Lefter(K.) ve Can (B.) gibi uluslar arası iki futbolcunun yanında oynamaktan zevk duyarım.”
Kızılyıldız transfer için zorluk çıkarmamaktadır ama Fenerbahçe’de seçim sath-ı mailine girilmiştir. Nikolovski beş aylığına gündemden inmiştir…
O yaz, oyuncu kulübüyle sözleşmesini yenilemediğinden Fenerbahçeliler harekete geçer ama profesyonellik talimatnamesinde yabancı futbolcuların durumuna dair kayıt bulunmaması işlerini zorlaştırır. Diş hekimliğinde okuyan Vladimir için amatör ve öğrenci olarak transferinin olasılığı araştırılmaktadır. Fenerbahçe yönetimi iç transferde türlü sorunlarla boğuştuğundan mıdır yoksa transfer talimatnamesine çözüm üretmediklerinden midir bilinmez, Vladimir Nikolovski’nin adını 6 yıl boyunca Türkiye topraklarında duymayız…
1966’da Beşiktaş denemek üzere Yugoslavya’dan bir sağ açık getirmiştir. Beyoğlu maçıyla süreç başlar. Bu sağ açık PR gurumuz Vlado Nikolovski’dir. Namık Sevik’in deyimiyle bu maçtaki performansı Beşiktaş’ı “Avrupa taklidi bir takıma” dönüştürmeye yetmiştir. Beşiktaşlı yöneticiler de olumlu izlenim edinmiş olacak ki futbolcuyla sözleşme imzalamak için hazırlanmaktadırlar ama yine de kararlarının berraklaşması adına Altay ile Alsancak Stadyumu’nda bir hazırlık maçı tertip edilir. Nikolovski’nin son kez denenmesinin ardından Beşiktaş kararını verir. Maçtan üç gün sonra Vladimir ile iki yıllık sözleşme imzalanacaktır.
Ve zurnanın zırt dediği yere gelinir…
Beşiktaş yöneticilerinin Yugoslav futbolcuyu kulüpte imzaya bekledikleri sırada “O” Galatasaray ile 40, 000 liraya çoktan anlaşmıştır. Bu da kendisini ilk Yugoslav Galatasaraylı yapmaya yetecektir. Şokun ardından Beşiktaş yönetim kurulu üyesi Hayati Orcan, Yugoslavya Futbol Federasyonu’na ve FIFA’ya müracaat ederek oyuncunun Galatasaray’a transferine itiraz edeceklerini açıklar. Sonra Beşiktaş vazgeçer sevdasından…
Vlado, Galatasaray’daki sözleşmesini tamamlar ama kendisinin önüne boş kağıt bile uzatılmaz. Kulübün kendisini gözden çıkarması neticesinde Konyaspor ile anlaşır ve hikaye burada biter.
Yazı önce kaba etlerimin sonra da mavi stabilomun eseridir. Maalesef bilgisayarda yazınca pek mekanik yazıyordum, biraz uzun sürdü aktarmam.
Resimlerse milliyet arşivinden...
Not=Olaylar gerçektir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder