19 Ağustos 2010 Perşembe

Ülkenin Futbol Kültürü İdam mı Ediliyor?


Her sene tekrarlayacağım bu yazıyı. Hiçbir maçı izlemiyorum şu an. Sonrasında insanlar neden Karpaty, PAOK, Liverpool ve Helsinki'yi destekler bir düşünün hele. Buyrun...

Bu soru herkesedir. Rakiplere empati ve sempati duyduğumuz an Avrupa Kupası maçları değil midir?
Eminim ki bugünkü Fenerbahçe maçını da izle(ye)meyenleriniz olmuştur. Hala Arsinıl hala Mençıstır hala Barselona zaferinde karşı takımı da alkışlayanınız yok mu; hala Sigma hala Livırpul hala Çelsi hezimetlerinde yüzde hem hınzır bir tebessüm hem de acıma ifadesinin yer aldığını hatırlamayanınız var mı?
Türkiye'nin ilk büyük zaferlerinden 3-3'lük Galatasaray maçını kaç kişi izleyebilmişti? O gün TGRT ile "paylaşılamamanın miladı" değil miydi?
Ben Trabzon'un Avrupa maçları için gündüzleri okuldan eve ne kadar büyük bir şevkle koştuğumu bilirim ama Tuluz maçını izledim mi?
Bursa'nın Ercümentli, Baliçli kadrosuyla Karlsruhe karşısındaki gurur dolu futbolunu Cine 5 tarafından şifreli yayınlandığını ben bilmiyordum çünkü Kocaeli belediye sınırları dahilinde Cine 5'in şifresi kırılmış şekilde verildiğini sonradan öğrenmiştim.
Daha çok kavga çıkacaktır tribünlerimizde çünkü kimsenin empati ve sempati duyacağı ortam bırakılmamıştır.
Ama yukarıdakilerin bazıları için boş laflar olduğunu biliyorum Sergen'in şu sözünü hatırlayınca
"Chelsea'de destan yazmışız, Elazığ deplasmanına gittik. Maç öncesi sırtıma el büyüklüğünde taş attılar"...

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails