17 Ağustos 2010 Salı

28.07.2010 Partizan-HJK Helsinki ya da Haydi Q 14/2


Maçı geçen hafta izlediysem de yazı bugüne kaldı. Hem Helsinki ekibi hem de Cevat Prekazi’nin ağzından kaçırdığı! Jovanoviçler’den herhangisi hakkında klavyemizi aşındırdık. Galatasaray bölümünü kısa geçelim. Öncelikle savunmada 90 dakika oynayan Marko Jovanoviç’in potansiyel kapasitesi var ama orta sahada (maçlarda yirmişer dakika süre alan Branislav) oynayan DM C’nin Galatasaray’a hiçbir katkısı olmaz. Zaten bir maçla da adam eleştirilmez. Bundan sonra maça HJK cephesinden bakıyoruz…
8. dakikada yedikleri ofsayt kökenli golün öncesinde oyunu tutmaya çabalayan, müsabaka içindeki fiziksel mücadele dozunun artmasına kısa sürede adapte olan hatta geliştiren, tek göbek forvetine üçlü orta sahasıyla yardıma çabalayan takımdılar. Takımdılar lafını boşuna kullanıyorum aslında; maç içinde demoralizasyon seviyesi ne olursa olsun bu tertipli futbolu muhafaza ettiler. En azından futbolun temel prensiplerini yerine getirmek için gayret gösterdiler. Takımın boyu, seyyah forvet Juho Makela’yı bir kenara bırakırsak, olabildiğince kısaydı. Kısa kalma çabası ofsayt tehlikesini arttırabiliyor ve hakemin ofsaydı belirleyememesi sorun çıkartmaya yetebiliyor.
İlk yarı boyunca 4-2-3-1 düzeniyle sahada tutunmaya çabalayan HJK’da sadece Makela’nın beyhude koşuları pozisyon üretmek için kaynak olabilirdi. O da bir Mehmet Yıldız performansı gösteremedi ve takım ileride tutulamadı. Ortadaki üçlüden etkin olması gereken eleman Mohammed Kamara da Partizanlılar’ın tecrübeli ve dinamik orta üçlüsüyle baş edemedi ilk 45 dakikada. Partizan sol kanadı Lazevski’ye yıkmasına rağmen HJK’nin sağında oldukça derin yaralar açtı. Tabii ki burada Ivica Iliev’in Rafinha karşısındaki yarım saatlik şahlanışı da dengenin değişmesinde en kallavi kütle oluyordu. Takımın en zayıf halkası Rafinha’dır. Q7 de burada maç boyunca kaldığı takdirde insan sağlığına uygun bir gol madeni için orta çıkartma izni alabilir. Orada kalması gereken süreyi 90 dakikaya sabitlemem sol beklerindeki cevval Kansikas’dan ileri geliyor. İki beklerinin savunma performanslarında dağlar kadar fark var. Rafinha da zaten daha çok Lazevski türünde ileri çıkma sevdalısı. UEFA.com’daki maç raporlarına baktığımda dikkatimi çeken ilk şey HJK teknik direktörü Muurinen’in oyuncu değiştirme düşüncesinde maç saatinin ilerlemesinin önemli öğe olmadığıdır. Maçın 1/4’ü geride kaldığında bile oltasını çıkarıyor. İkinci yarıda ise Kamara’yı ortadaki ikiliden biri yapıp 4-4-2’ye döndüler ve pozisyon yaratımındaki durgunluk yitirildi. Pasifliğin uzaklaştırılmasındaki maddeleri sıralarsak bir numaraya, rakibin mekik orta saha elemanı Almami Moreira’nın Kamara tarafından sakatlanarak oyundan çıkması oturacaktır. Ellerindeki tek değerli taşın Kamara olduğunu yineliyoruz. Yine maç raporlarına baktığımda iki Partizan maçında sarı kart gördüğünü ekleyeyim. Eğer kural değişmediyse bugün karşımızda Krang Kamara olmayacaktır.
*Bol şut.
*Rakip klasik olarak iki defans göbeğiyle tüm duran toplarda etkin.
*Savunma arkasına atılan Guti yarı asistlerinde tek zamanlamalı koşu skoru bize çevirir.
*Defansif felsefede olacaklarını sanmasam da Kamara’nın yokluğu ön pencerelerine duvar ördürebilir.

*Q7 performansını ilk 30 dakikada ikiye katlayıp sonra düşürse bile bize yetebilir.
*Doğal olarak Muurinen de armut toplamayacak. Burnumuzdan da getirebilirler.
*Her şeye rağmen kafamdaki kadroları aşağıdadır. Parrika oynarsa Bah sola geçer Westö ise yedek kalır..

1 yorum:

Can dedi ki...

Branislav'ın 3 maçını seyrettim ve görüşüm aynı. Çok büyük adam. Açık alanda yakalandığı vakit belini döndüremiyor. Pozisyon oyunu oynamaya çalışan ama beceremeyen Galatasaray'a Mustafa Sarp'tan fazlasını veremez diyeceğim ama dilim varmıyor; Cevad Prekazi var işin ucunda. Ledesma kısmına hiç girmek istemiyorum. Stoper olanı ise parlıyor ama şu kadar söyleyeyim; izlediğim maçlarda gözümü sürekli tırmalayan ve "lan kimmiş bu lavuk" dedirten tek adamın Ljacic olması sanırım Jovanovicler hakkındaki soruların temel yanıtı.

Bir de, taktik tahtası olarak kullandığın programları soracağım; bir ara vardı, crackleyemedim kullanamadım o yüzden.

Related Posts with Thumbnails